Mustafa Aferin
Özgün ve farklı içerikler üreten python, linux ve teknoloji haberleri okumayı seven birisi

MMO Tarihi #1 Bir Devrin Başlangıcı

MMO oyunlar ile yatıp onlarla kalkıyor, her geçen gün yeni bir oyunla tanışıyoruz. Hepinizin bildiği üzere Massively Multiplayer Online yani kısa adıyla MMO dünyası her gün büyüyor ve gelişiyor. Şaşalı grafikleri ile dikkat çeken devasa yapımların kuyruğunda kendine sadece belirli bir kitleyi hedeflemiş daha makul bütçeli oyunlar dolaşıyor. Dile kolay tam 8 yıl olmuş Blizzard o devasa projesi World of Warcraft’ı çıkaralı veya 14 koca yıl dolmuş Ultima Online yapılalı… Aliveingames olarak bu işin başına yani MMO oyunların ilk kez tanıtıldığı, belirli bir kitleye ulaştığı yıllara dönelim dedik. Bakalım bu furya nasıl veya neyle başlamış, bugüne dek ne gibi değişiklikler ile karşılaşmış.

Eğer MMO tarihini derinlemesine incelemek istiyorsak ilk olarak RPG’lerin ya da biraz daha geriye giderek Role Playing kültürünün tanımına inmek gerekiyor. Role Playing dediğimiz olay aslında teknolojiden de bağımsız. Role Playing, ister bir masaüstü seti olsun, ister bilgisayar oyunu hatta bir tiyatral oluşum dahi olsa, sahip olduğunuz soyut karaktere bürünmek, onunla sevinmek, onunla üzülmek, beraber üşümek ya da terlemek aynı zamanda da onun sahip olduğu bilimsel veya doğa üstü tüm yeteneklere bizzat siz sahipmişsiniz gibi karakteri yönlendirmektir. Kısacası; onun rolünü oynamak yani bir hikayeye ortak olmaktır.
70’li ve 80’li yıllarda dünya üzerinde RP çok seviliyor ve her alanda kullanılıyordu. Teknolojinin bir eğlence aracı olarak da faaliyet göstermeye başladı bu siyah-beyaz yıllarda text-base denilen metin tabanlı yani hiçbir grafiğin olmadığı, yalnızca yazılara tıklanarak oynanan oyunlar da yavaş yavaş çoğalmaktaydı. Düz siyah bir arka fon üzerinde oynanan bu oyunlarda her ne kadar görseller olmasa da; oyuncular bir metne tıkladığında hayal gücünü kullanıyor, ‘’Karşınızda bir ejderha var’’ yazısını gördüklerinde o ejderhanın pullu parlak vücudunu, ihtişamlı kanatlarını ve ateş saçan nefesini hayal ediyorlardı. RPG kültürünün genel olarak zindan tabanlı olduğu bu yıllarda türün tutması üzerine oyunlara ufak tefek grafikler eklenmeye başlanmıştı. Grafik dediysem sayılar ve klavye karakterlerinden bahsediyorum, büyük düşünmeyin…
Rol yapma oyunlarında ışığı gören Roy Trubshaw isimli bir yazılımcı MAKRO-10 isimli bir dil geliştirirek MMO çağını başlatmış oldu. O zamanlar Multi-User Dungeon yani kısa adıya MUD adı verilen bu yeni tür, genel olarak birden fazla insanın üniversite ağı sayesinde birbirine bağlanabilmesi ve çağın metin tabanlı oyunlarını beraber oynayabilmesi üzerineydi. MUD adı verilen ilk oyunda 1978 yılında CompuServe isimli bir internet sağlayıcısı tarafından British Legendsresmileşmişti. Oyun 1978 yılının sonlarında Richard Bartle tarafından Essex Üniversitesinde geliştirilmiş ve sonraları Bartle oyunun ikinci geliştiricisi ünvanını almıştır.


MUD için ilk olarak beraber oynanan bir oyun olmasından ziyade, oyuncuların sosyal olarak sohbet edebileceği bir oyun ağı olarak da bakılmıştır. Oyunu geliştirmek için uğraşan Richard Bartle, MUD için 3. revizyonunu BCPL adı verilen ve ilkine göre çok daha fazla bellek tüketen bir dil ile geliştirmiş ve oyuna ufak tefek detaylar eklemiştir. Oyunu daha fazla insana ulaştırmak isteyen Richard ve arkadaşları Essex Üniversitesi’nin ağını bir kenara bırakıp ARPANET isimli daha genel bir ağı kullanmaya başlamışlardı ARPANET (Advanced Research Projects Agency Network) o zamanlar İngiltere üzerinde sadece belirli üniversitelerde kullanılan basit bir ağ olup şimdi ki internetin temel yapı taşlarını oluşmaktadır.
‘’Peki hiç mi FPS oyun yoktu?’’ seslerini duyar gibiyim. Maze War isimli bir başka yapım da MUD’dan 4 yıl kadar önce yayınlanmış olup ilk multiplayer first-person kamera açısına sahip oyun olarak tarihe geçmiştir. Maze War bu özelliğin yanı sıra ilk defa bir multiplayer oyunda 3D görüş açısı sunarak sonrasında çıkacak tüm MMO’lara da bir yol gösterici olmuştur. Ayrıca oyunda seçilebilir avatarlar, kişisel detaylar ve temsili karakter görüntüleri gibi çok sayıda da özellik bulunmaktaydı. Oyun ARPANET sunucularını MUD’dan daha önce kullanmaya başlamıştı. Kullanıcı kitlesi ile bir grup üniversite öğrencisinden tüm üniversiteye dağılarak artmaktaydı.
MUD çağının kapanış oyunu olarak da Island of Kesmai’den bahsetmek istiyorum. Island of Kesmai 1980 yılında Virginia Üniversitesi tarafından geliştirilmiş bir oyun. Oyunun en büyük özelliği ise; kitapları, masaüstü oyunları ve dijital oyunları ile dünyada çok büyük bir kitleye sahip olan Dungeons & Dragons ilkelerini kullanıyor oluşu. Zamanın oyunlarından daha iyi grafikleri ve 6 kişiye kadar oynama imkanı sunması ile oldukça ünlenen bu oyun, ne yazık ki oldukça pahalı olması sebebiyle oyuncuları üzmekteydi. İnternet servislerinin de oldukça lüks olduğu o yıllarda Island of Kesmai oynamak istiyenler her bir hamle için CompuServe firmasına 2.5 cent ya da saatlik olarak 12$ parayı ödemek zorundaydı. MUD çağının son oyunu her sistemde çalışabilmesi ile daha fazla tercih ediliyor ve yalnızca 10 saniye gecikme ile oynanabiliyordu. Evet yanlış duymadınız, o yıllarda 10 saniye gecikme iyi bir rakamdı. Şimdilerde ise birçok oyun 2 saniye gecikmenin üstünde iseniz bağlantı hatası verebiliyor ve oyunlar saliselik gecikmeler ile oynanıyor.
İsimleri halen ‘’massively’’ değil de ‘’multi-user’’ olarak geçen bu oyunlar şüphesiz ki bir potansiyel içeriyordu. Farklı insanlarla ortak bir duyguyu paylaşmak ve bunu bir oyunun dünyasında yapmak oyuncuların hoşuna gidiyor, türe olan ilgi artıyordu. MUD oyunlara her geçen gün yenileri eklenirken bir yandan da 1985 yılının yaz aylarında Electronic Arts ve Sierra şirketleri Dungeons & Dragons markasının lisansını satın almıştı. 13 oyunluk Ultima serisi ile başarıyı yakalayan yayıncılar , Strategic Simulations Inc (SSI) isimli bir yapımcı ile anlaşarak Gold Box oyun paketinin ana oyunu olan Pool of Radiance’ı geliştirdiler. 1988 yılında Commodore 64, Amiga, Amiga II ve IBM-PC için çıkan oyun, çıkışından bir yıl kadar sonra da Macintosh yani şimdi ki Mac sistemleri için piyasaya sürüldü.
Pool of Radiance genel olarak D&D kültürüne sadık kalması ve oynanışa yenilikler getirmesi ile oldukça popüler olmuştu. Oyunda Fighter, Cleric, Magic User ve Thief olmak üzere dört farklı sınıf seçilebiliyordu. Oyuncuların genel amacı ise ana şehirden çıkarak macerayı tamamlamak ve sonunda bossu öldürüp her şeyi bitirmekti. Birçok RPG kavramının iyi bir grafiğe oturtulduğu bu oyun, çağının en iyi oyun ödüllerini almış ve başarıya ulaşmıştı. Oyun ne yazık ki çoklu oyuncuyu desteklememekteydi. Pool of Radiance şimdiki oyunların aksine yanında 28 sayfalık bir kullanım kılavuzu ile beraber gelmekteydi.



Pool of Radiance ile D&D evreninde iyi işler yapan iki büyük yayıncı EA ve Sierra, büyük bir internet dağıtıcısı olanAmerica Online yani bilinen ismi ile AOL ile büyük bir anlaşma imzaladı. PoR’ı yapan SSI’ın yanında bir de Stormfront Stüdyoları’nın da desteğini alarak 1991 yılında, D&D evreninin o zamana kadar ki en büyük multi-user oyunu olanNeverwinter Nights’ı ortaya çıkardı. O tarihe dek gerçek bir MMORPG olmaya en çok yaklaşan oyun olan Neverwinter Nights, oynanış olarak Island of Keshai’den fazlasıyla esinlenmiş fakat daha zengin animasyonlar ile çıkmıştı. D&D evrenini güzel grafikler ve oynanış ile süsleyen bu oyun, kullanılan kaliteli internet sağlayıcı sayesinde daha fazla kesime ulaşmıştı. Fakat dünyada bant genişliğinin halen çok az olması ve internetin pahalı olması sebebiyle Neverwinter Nights oynamak isteyenler, AOL firmasına saatlik olarak 6$ gibi bir hizmet bedeli ödemek zorundaydı. Oyun her ne kadar kapatılışından bir kadar önce ‘’free to play’’ olarak yoluna devam etse de kaçınılmaz sondan kurtulamamıştı.Neverwinter Nights, puslu bir 1997 yılı gecesi kapatıldığında, aktif olarak halen 150.000 kayıtlı kullanıcısı bulunmaktaydı.
Yarı multi-user yarı massively olarak geçen bu çağın son oyunu olarak da 1992 yılında çıkan Legend of Future Past’den bahsetmek istiyorum. Jon Radoff tarafından tasarlanan oyun metin bazlı olması sebebiyle çağın gerisinde kalsa da oynanış olarak gerçek bir MMORPG görüntüsü çizmekteydi. Oyunda GM dediğimiz oyun görevlileri bulunuyor ve oyuncular için sıkça etkinlikler düzenleniyordu. Ayrıca oyunda aktif bir craft sistemi de bulunmaktaydı. Legend of Future Past birçok site tarafından ‘’Craft sistemine sahip ilk online oyun’’ olarak görülmekte. 
Ve böylece MMO oyunlar tarihinin ilk bölümünün de sonuna geliyoruz. 70’lerden 90’lı yıllarının başına kadar geldiğimiz bu serüvende asıl macera bundan sonra başlayacak zira 90’lı yılların sonlarında dünyada 3 milyondan fazla insan kendi evinde internet kullanabilmekte ve bunun için daha düşük paralar ödemekteydi. Text tabanlı oyunlar ile başlayıp 2Dgrafiklere sahip ilk oyunlara kadar olan şeyler bu anlattıklarım ile sınırlı ne yazık ki. Bundan sonra ise gerçekten devasa oyuncu sayılarına ulaşabilen oyunlara geçiş yapacağız ve yazının bir sonraki bölümüne bir efsane ile giriş yapacağız:Ultima Online…
Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.